Postmodern kavramı günümüzde adını çok fazla duyduğumuz bir kavram. Özellikle bu kavram 20.yüzyılın ikinci yarısından itibaren sanat, felsefe ve edebiyat gibi alanlarda adını duyurur. Biz de bu yazımızda az ve öz bir şekilde Postmodernizm ne demek sorusuna cevap vereceğiz. Postmodernizm başlıktan da anlaşılacağı üzere modernizmden sonraki dönem anlamına gelir.
1950’li yılların sonuna doğru bazı romancıların ve sanatçıların yaptıkları girişimlerle Postmodern roman kavramı edebiyat dünyasına girdi. Postmodern roman bilinen diğer türlerden çok farklıdır çünkü pastiş, metinlerarasılık, üstkurmaca gibi metinsel kavramlar edebiyatta çok yenidir. Postmodern roman özellikleri ile edebiyat artık yenilenmeye başlar. Klasik romanda gizlenen anlatıcı artık saklanmayı bırakır ve ortaya çıkar.
Postmodern romancılar Klasik edebiyatın bütün özelliklerini parçalar. Klasik romanın realiteye çok sıkı bir şekilde bağlı olan dil kurgusu yerini komplike, anlamsal bozulmalara uğramış farklı, belirsiz bir dile bırakır. Postmodern roman okunması zor üslubuyla hem okurları yorar hem de bambaşka bir deneyimi yaşatır. Postmodern romancılar klasiklerin kaidelerini yıktığı için her zaman radikal bir tavra sahiptir. Postmodern eserler, sanatçı zekasının göstergesidir.
Postmodern romanın temel öğelerini bir metinde tam anlamıyla kullanabilmek çok zordur. Bu sebeple postmodern yazarlar çok dahice metinlerarasılık yöntemini kullanırlar. Bu bağlamda Postmodern romancıların dünya edebiyatındaki önemli temsilcilerinin Umberto Eco, Vladimir Sorokin, Paul Auster, Kazuo Ishiguro ve Italo Calvino olduğunu söyleyebiliriz.
O halde “Türk edebiyatındaki Postmodern romanlar nelerdir?” sorusuna birkaç örnekle cevap verelim:
Postmodern edebiyat teknikleri ve eğilimleri yukarıda sıraladığımız metinlerde çok belirgindir. Postmodernist eserler çok kaotik bir forma sahipmiş gibi görünse de okura her daim yeni bir kapı aralamayı başarır.