Yaşadığı bir olaydan ilham alarak yazdığı Dövüş Kulübü'nün tüm dünyada geniş yankı uyandırmasının ardından Chuck Palahniuk yazarlık serüvenine hız kesmeden devam ediyor. Okuyucularını bu kez de Çarpışma Partisi adlı eseri ile hayrete düşürüyor.
Chuck Palahniuk Çarpışma Partisi kitabını okurken fazlasıyla ''rahatsız'' olacaksınız ve konfor alanınızdan uzaklaşacaksınız. Çünkü yazar tam olarak böyle bir atmosfer yaratmak istiyor. Yarattığı karakterin herkesin başına bela olması, hayvan yuvalarına kolunu veya bacağını sokarak kendisine kuduz bulaştırması ve etrafına yayması gibi hayal dahi edilemeyecek hareketlerini kaleme aldığı bir yapıtla karşı karşıyasınız. Salgın hastalıkların topluma olan etkisini de bu şekilde gözler önüne seriyor. Bu kitapta hiçbir sınır yok. Kesinlikle rahatsız edici ve bir o kadar etkileyici. Enterasan ve çarpıcı bir toplum eleştirisi olarak değerlendirilebilir.
''Hayatın en rahat kısmı, omzunun üzerinden geriye bakmak ve senden kötü durumdaki insanların arkanda sıraya girmiş olduğunu görmektir."
Zamanın tek yönlü olmadığına tanık olacağınız, tüm sınırlarınızı hatta duyularınızı zorlayacak bir kitap. Yedi Bela olarak tanınan karakterimiz, yaşadığı küçük kasabadaki herkesin başına bela olduktan sonra büyük şehre taşınır. Burada ''Çarpışma Partisi''ne katılır. Çarpışma Partisi, tam da yedi bela Casey'e uygun bir arabalarla yapılan dövüş kulübü etkinliğidir. Düzenlenen bu etkinlik sıra dışı olayların başlangıcı olacaktır.
Casey'nin aşırılıkları hatta iğrençlikleri yeraltı edebiyatını sonuna kadar hissettiriyor. Yaşadığı aşk bile tiksindirici ve hayrete düşürücü bir şekilde aktarılıyor. Ancak yalnızca olaylar değil, zaman da bu romanda ön plana çıkıyor.
''Hayatım değersiz ve sıkıcı olabilir ama en azından benim hayatım; fabrikada üretilmiş, ikinci el, kalitesiz bir hayat değil.''