Nikolai Gogol 20 Mart 1809'da Ukrayna'nın küçük Sorochincy kasabasında doğdu. Çocukken hayalperest ve içine kapanık biriydi ve küçük bir erkek kardeşinin ölümünden derinden etkilenmişti. 1829'da Anavatan Oğlu dergisinde "İtalya" şiirini yayınladı; Bununla birlikte, beceriksiz bir çabaydı ve eleştirel bir ilgi görmedi. 1829'da, romantik bir kahramanın pastoral ama boğucu bir ortamdan kaçma girişimlerini anlatan daha hırslı bir anlatı şiiri olan Gants Kiukhelgarten'i yayınladı. Şiir eleştirmenler tarafından kötü karşılandı ve Gogol mevcut tüm kopyaları alıp yok etmeye çalıştı. Bir Çiftlikte Akşamlar'ın yazımı ve yayımlanmasıyla Gogol, edebi konularda önemli bir konuma gelmişti. Bu koleksiyondaki hikayeler, Ukrayna halk yaşamından gerçekçi ayrıntılar ile tuhaf ve doğaüstü ayrıntıların bir karışımıdır.
Gogol Ölü Canlar Antik Okul Klasikleri
Rus yazar Nikolai Gogol'un (1809-1852) eserleriyle, Rusların Batı edebiyatını taklit etme dönemi sona erdi. İlhamını yerli malzemelerden buldu ve gerçekçi detayları grotesk ve diğer dünyaya ait unsurlarla birleştirdiğini söyleyebiliriz. Ölü Canlar Antik Kitap Yayınevi tarafından 2013 yılında basılmış bir eserdir. Kitap 400 sayfa uzunluğundadır. Akıcı konusu ve çarpıcı karakterleri sayesinde kanon edebiyata dahil edilmiş olan eser, herkesin okuması gereken önemli bir yapıttır.
Gogol Ölü Canlar Antik Okul Klasikleri Konusu
Bu hikayede ana karakterimiz Çiçikov "ölü canlar" satın alır. Serfleri ölen mülk sahiplerinden, serflerin mülkiyetleri mülk ile beraber satıldığından dolayı satın almaya uğraşır. Buradaki mesele, vergi yükünü azaltmaktı, çünkü öldüklerini gösteren belgeleri olmadığı sürece serfler vergilendiriliyordu. Kitap bize o dönemde Rusya'daki yaşamı öğretir; efendiler ve köylüler Arabayla iki hizmetçiyle seyahat ediyor ve birçok tavernada kumar oynuyor. Gogol bize serf satın almak için yapılan pazarlıkları gösterir. Yazarın sayesinde yüksek sosyete balolarına katılırız. Kitabın mizahi bir tarafının da olmasına rağmen nihayetinde okuyucu, serfliğin koşullarını değiştirmenin umutsuzluğunu ruhunun derinliklerine kadar hisseder.